22.8.23 23.37
her şey geçer
sen geçme
.
gece üzeri.
hiçbir yere gitmiyorum. bir yere varmak üzerine olmayacak bu yürüyüşüm. çekirdeğe ilerleyen bir yaratık, var oluşuna kasteden. çer çöp içinde, kalabalıkta, döküp saçılanlar arasında aceleyle süregelen bir arayışta, her bir şeyi anlamsız bulmaya yetecek, pek de kısa sanılmayacak bir an, ömre yayılması uzun sürmeyen.
' söze ne hacet,
susacağı yok gözlerinin '
hoyrat parmaklara sarılan saçlar,
oynak tavırlar, oku(n)mayan gezgin gözler, ihtiraslı dudaklar kendine has
gülüşleri kuşanan, ayraçlarını unutan suskunlar, yalnız derilerini giyinen
susamışlar, sığıntı bir sessizlik, öksüz uğultular, niyetsiz soru işaretleri,
sakın ha, incesinden bi sızıntı, tende kansızından sızı, koca bir es ve ah...
ah ne de anlamsız. kim dillendirebilir ki yürüyüşümün yönsüz olduğunu?
söylenen her söz düştüğü an sızı yeşertiyor, ayrı tatlara ve dokularda büyüyor,
ayrı bir hatırlatmacılık oyunu uyandırıyor, tasviri için sırasına kurulup
bambaşka kelimelere göz dikebiliyor.
neye iştahlı bu ruh diye-bildiğim böyle? /niyete koyduğum, açıklamak üzere bekleyen bir ayrıntının paradoksu, ayrıntıyı açıklanamaz kılıyor./ sevemiyorlar efendim, hafızası yok ki yüreklerinin. elmadan mı yoksa kemikten mi ki kalbim, bir ısırık dahi haktan değil midir ki, hepten ekşiyeceğim. sevemiyoruz efendim, inceliği yok deyişlerinin. lisanımı bilmiyor ama konuşturup duruyorlar beni, ben neyleyeyim? anlamıyorlar efendim, bir parça pas olmalı ki yüreğimizde, yavaşlasın, savrulacak yeriniz kalmadı ya ne edeceksiniz, düşmeyin.
hata dosyası var elimde. hem bu... bu tiyatronun yazılı olmayan kurallarından biridir diyor, sahneye bir silah çıktı ise, muhakkak suretle patlar! oysa kendimi ilk kez tanıttığımda kimselere ait değildim. artık herkesi özler oldum, herbirkese kırılır ve de değer verir. sadece aklındaki akışı dökse kendini aciz ve üslubu aksak bir duruma sokabileceğinin farkında, kelimeleri ile kısıtlandığından ötürü neredeyse sözcüklerine kin güdüyor. durmalı. .. ama böyle devam edemiyor, edemiyorum. can bellediğimden eksiliyor, sözden kıvranıyor, içten öğütülmenin korkusu ile hep bi toprağıma küs kalıyorum. olamıyor, olamıyorum.
her neyse..
ben bu yarışta yokum.
uzlaşmayacağım.
Yorumlar
Yorum Gönder