İlk izlenim olarak, sinema sektöründe karakter olarak temsilleri zaten oldukça kısıtlı olan yaşlıların, televizyona sürülen veyahut başka kurmaca yapımlarda mağdur, muhtaç ve sağlıksız kişiler olarak gösterildiği, medya aracılığı ile korunan olumlu-olumsuz kalıplaşmış klişe yargıları da içinde barındıran bir durum komedisi Frasier. Dizide Martin karakterimiz görece edilgen ve uzalaşmacı olmaya pek yanaşmayan bir yaşlı portresi olarak çizilmiş.. Bakış açısı, en azından ilk bölümler ekseninde, bakıma muhtaç yaşlı ve ona bakamayan veya yalnızca bakmayı istemeyen çocuklarının karşılaştıkları zorluklar ve günlük hayatlarına yansıyan sorunlar şeklinde. Martin olduğu kişiden ödün vermeyi sevmeyen, sevgisini gösterme konusunda çekimserlik gösterse de lafından geri durmayan, oğulları gibi şekilci ve elitist olmayan biri.. Boşanmanın ardından memleketine taşınan, radyo psikiyatristi:) olarak kendine yeni bir hayat kurma çabasında olan Frasier ise insanları ve kendini anlamaya, vaktini entelektüe...
Zaman kavramı üzerine yapılan felsefi tartışmaların genel çerçevesini belirleyen ilk düşünürler arasında, Aristoteles ve Augustinus’un merkezi bir yer tuttuğu aşikardır. Söz gelimi, her kim zaman hakkında kavrayış edinmeye girişecek olursa, zaman kuramlarını kavramsal olarak inceleyerek anlam bütünlüğünü kavrama çabasına girişecek ve bu amaç doğrultusunda kaçınılmaz olarak İlk Çağ ve Orta Çağ için zaman dendiğinde başat isimler olan bu iki ismin kavramsal mirasları ile karşılaşacaktır. Özellikle İlk Çağ ve Orta Çağ dönemlerinde zaman anlayışına yön veren bu iki filozof, sonraki düşünürler için de bir temel oluşturmuştur. Bu açıklama ekseninde bu çalışma, Aristoteles’in Fizik adlı eserinde, Aurelius Augustinus’un İtiraflar adlı yapıtında ve Martin Heidegger’ın Varlık ve Zaman isimli çalışmasının temelini yansıtan ve kitabının yayınlamadan yaklaşık üç yıl önce, 1924 tarihli konferansında yaptığı ‘Zaman Kavramı’ başlıklı öncül konuşmasında ‘zaman’ kavramına ilişkin söylemlerin...