Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Haziran, 2025 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Bir Yaşlı, Bir Sitcom, Bir Öneri: Frasier

İlk izlenim olarak, sinema sektöründe karakter olarak temsilleri zaten oldukça kısıtlı olan yaşlıların, televizyona sürülen veyahut başka kurmaca yapımlarda mağdur, muhtaç ve sağlıksız kişiler olarak gösterildiği, medya aracılığı ile korunan olumlu-olumsuz kalıplaşmış klişe yargıları da içinde barındıran bir durum komedisi Frasier. Dizide Martin karakterimiz görece edilgen ve uzalaşmacı olmaya pek yanaşmayan bir yaşlı portresi olarak çizilmiş.. Bakış açısı, en azından ilk bölümler ekseninde, bakıma muhtaç yaşlı ve ona bakamayan veya yalnızca bakmayı istemeyen çocuklarının karşılaştıkları zorluklar ve günlük hayatlarına yansıyan sorunlar şeklinde. Martin olduğu kişiden ödün vermeyi sevmeyen, sevgisini gösterme konusunda çekimserlik gösterse de lafından geri durmayan, oğulları gibi şekilci ve elitist olmayan biri.. Boşanmanın ardından memleketine taşınan, radyo psikiyatristi:) olarak kendine yeni bir hayat kurma çabasında olan Frasier ise insanları ve kendini anlamaya, vaktini entelektüe...

Zaman Üzerine Kavramsal Bir İnceleme: Aristoteles, Augustinus ve Heidegger'ın Anlayışında Zaman

Zaman kavramı üzerine yapılan felsefi tartışmaların genel çerçevesini belirleyen ilk düşünürler arasında, Aristoteles ve Augustinus’un merkezi bir yer tuttuğu aşikardır. Söz gelimi, her kim zaman hakkında kavrayış edinmeye girişecek olursa, zaman kuramlarını kavramsal olarak inceleyerek anlam bütünlüğünü kavrama çabasına girişecek ve bu amaç doğrultusunda kaçınılmaz olarak İlk Çağ ve Orta Çağ için zaman dendiğinde başat isimler olan bu iki ismin kavramsal mirasları ile karşılaşacaktır. Özellikle İlk Çağ ve Orta Çağ dönemlerinde zaman anlayışına yön veren bu iki filozof, sonraki düşünürler için de bir temel oluşturmuştur. Bu açıklama ekseninde bu çalışma, Aristoteles’in Fizik adlı eserinde, Aurelius Augustinus’un İtiraflar adlı yapıtında ve Martin Heidegger’ın Varlık ve Zaman isimli çalışmasının temelini yansıtan ve kitabının yayınlamadan yaklaşık üç yıl önce, 1924 tarihli konferansında yaptığı ‘Zaman Kavramı’ başlıklı öncül konuşmasında ‘zaman’ kavramına ilişkin söylemlerin...

temel argüman

neden ve ne zaman kaybettim şu çiçekleri?  aylardır sana ulaşmaya çabaladım diyordum. sesim geliyor mu? evet biraz gürültülü burası. bu sefer açacağını düşünmemiştim. evet, dün bütün gün seni aradım. özür dilerim, yalnızca bir neden istiyorum. biraz bile olsa pişman mısın diye merak etmiştim. sesim net gelmiyor mu? alo? evet evet- simitçinin biri bağırdı şimdi ara sokaklardan. değilsin, ama ölüm kendini sana hissettirdi öyle mi? suçluluk mu duymalıyım?  güneş tüm canlılığı ile aydınlatıyor odamın hemen önündeki dar sokağı.  seni anlayamıyorum. ben, sen tarafından bu kadar kötü davranılmayı ne zaman- nasıl hak ettim?  odanın içi ise  karanlık ve bir o kadar da kasvetli, yüksek bir cam olan kapımı kaplayan duvar kağıdı neredeyse hiç içeri sokmuyor gün ışığını. kulağıma az biraz uzaklardan kahkahamsı bir ses ile şakıyan alaylı bir kuşun sesi geliyor. adını bilmiyor değilim, çıkaramıyorum.. sesinden tanıyabiliyorum yalnızca. oda pencerelerinden birini hafifçe aralıy...

Yapay Zekânın Bilimsel Yayın Amaçlı Kullanımına İlişkin Etik Kaygılar ve Yönetişimin Yeri

  “Uzmanlığa saygı’nın bir ifadesi ve gereği olarak hiç kimse inceliklerine vâkıf olmadığı, amaç, yöntem ve kapsamını iyi bilmediği bir alanda ulu-orta görüş beyân etmemelidir.” Başlıkta da ismi geçen, bu yazının kaynağı olan söz konusu edinilen durum, eleştirel ve düşünsel bir zeminde irdelenerek sade bir biçimde aktarılmaya çalışılmıştır.  Yapay zekâ, makine öğrenmesi kapsamında olan teknikleri, yapay sinir ağlarının kullanımının nasıl yönlendirilebileceği, derin öğrenme ve doğal dil işleyebilme modelleri de düşünüldüğünde, çok yeni olmamakla birlikte bahsedilen bu teknolojiler, elbette ki toplumsal hayatın diğer alanlarında olduğu gibi akademi de ve bilimsel yayıncılıkta da devrim yaratma potansiyeline sahip olabilecek yıkıcı bir yenilik olarak karşımıza çıkabilecektir.  Araştırma süreçlerini, yazma pratiklerini, zaman yönetimini, araştırmacının bilgi birikimini ve etik kaygılarını da kapsayan sistem, çıktılarını da bu ölçülerde etkilemektedir. Bilimsel metinleri...

The Kominsky Method Dizisi Üzerine: Bir Küçük ‘Schrödinger Prostatı’ Konusu Meselesi

Diziye başlamadan önce bazı seçilmiş insanların yaptığını yapar ve ‘konu nedir?’ diye hızlıca bir bakarsanız muhtemelen merkez temanın, Sandy’nin oyuncu koçu olarak aktarımları üzerine inşa edilmiş olması yanılgısını benimseyen açıklamalar ile karşılaşırsınız. Oysa toplum evrenini yansıtan bir örneklemden öteye gitmeyen öğrencilerinin profilleri; asyalı, siyahi, feminist, homoseksüel… gibi çeşitli karakterlerden ziyade bir nevi sığlığı bulunan yüzeysel tiplemeleri temsil etmektedir. Bu yönleri ile farklı yönlerden çeşitli çatışmalar da katarak taşıdıkları belirli yargılardan veyahut görece temsil ettikleri kesimin ideolojilerinden kesitler katıyor da olsalar, gün sonunda Sandy’nin yaşamının yalnızca bir yönü olarak bize aktarılmaktadırlar.  Olay örgüsünde zaman zaman oldukça detaylı ses efektleri içererek ele alınan yaşlanan prostat trajedisinin ‘mors kodu, noktalar ve çizgilerle’ ifade edilir olduğu oldukça yürekten bir aktarış söz konusudur. Erkek başrol Sandy, dizide p...