yüreğim karıncalandığında, uzun bir düşün öyküsü henüz kurulmaya başlandığı halde canım kesin çok yanacak diye düşündüğüm ilk zamanları hatırlıyor, sonumuzu çoktan okuduğumu duyumsuyorum. kaderimle başa çıkamam, kederlenmektense sevinebilmeyi isterdim lakin eğilimlerimin hepsi tabiatım gereğince masumdur, o sebepledir ki böyle hissetmeyi ben belirlemedim ki diyecek ve kenara çekileceğim. "inanıyorum söylediğini candan söylediğine, ama bugünkü karar yarın bozulur çok kez, kendi kendimize verdiğiniz sözü tutmak, en çabuk unuttuğumuz şeydir ne yapsak... madem ki bu dünya bile yok olacak bir gün, sevginin bitmesine insan neden üzülsün? aşk mı kaderi kovalar kader mi aşkı, daha kimseler çözemedi bu bilmeceyi.." huzurevlerinin birinde, yüzüklerimde göz gezdiren bir hanımefendi ile oturuyorum. önce bana şöyle bir bakıyor, temkinli ve gelen herkes gibi gideceğimi içten içe bilerek neyi sakınıp ne kadarını anlatabileceğinin kararını vermeye çalışan tereddütlü ...
öylesine karıştırılan bir günlük, aylık, yıllık..