Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Ocak, 2024 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

hem zaten

  10.1.24 ...ama işte böyleydi zaten, böyle olurdu, olurdu böyle hep. işte böyle böyleydi hayat, sakınmadan... hep, her zaman... öyle öyle, öylesine, ansızın, birden oluverirdi. bir anda gelirdi, yerleşirdi köşesine, sonra ansızın, hani öyle böyle birkaç bir şeyi eleyip toplayıp sererdi önüne de gülerdi. ama işte böyleydi zaten, böyle olurdu, olmalıydı hep.  böyleydi.  o, gene de sürdürdü okumasını. burnunu çeke çeke omzunu silken, yanağındaki iri inci tanelerini koluna silen bir çocuk misali inat etmek istedi. ayartılmadığını, kanmadığını, sürüklenmediğini tekrarlamakta ve bir an için tüm bu olanlara inanmakta oldukça usta sayılabilirdi. önündeki çizimin yalnızca seslerine ulaşabilen bir hafız adayından hallice, sallana sallana çevirdi art arda sayfaları. eskitme birkaç renk çalındı.  damakta bayat bir tat, bakışlarda pusu, susuşlarda bir bitkinlik vardı.  hiçbir mücevher iliştirilmemişti tenine de, yalnız uzağa ilişemeyen gözlerini takıştırmıştı.  çok bir yük almamıştı da omzuna ama,

ne diye korktun?

9.1.24 herkes kimi öldüreceğinin tasarısında.  karalamaktan acziyet duyduğun zamanların yası var kalemde ve  günlerin ne zamandır ki sensiz geçiyor,  kendini atlatıyorsun.  iyice izledim de oysa ama  neyi incelediğini bir türlü kavrayamıyorum.  hareketler durgunlaşıyor, uzanışların hep bir daha ağır,  hep biraz daha soluk  ve donuksun. bunlar lütuflarım ve her biri de sana aslında, beni geçiştiriyorsun.  ne diye öyle güldün?  niçin nefesini tuta tuta, için için yürüyorsun? o lanca özen ile katladığın o fotoğraf nereden? ne yapacaksın ki onunla? ne diye sakınıyorsun?  olarak, bakarak ve dalarak... yalnız beni uyutuyorsun.  yine bir başka gecenin ikisi. kuşlar uçmakta ve hayat çok kısa. midenin bulantısı yutulacak gibi değil ve zehirlemeye devam ediyorsun. ısrarla.  kimselere sormadan, dünyaya son bir kez bakıp da gidecek olan gözlerden sakınıyorsun. yine, bir başka gecenin saat ikisi. bugün günbatımı biriktirebildin mi bari? kuşlar evhamlı evhamlı uçuyor ve hayat hala çok kısa. korkuyor

ilk kez birine 'beni kurtar bu histen' diye gittim, ayaklarımla.

ölçüyü kaçırmış insanların sesleri, yolun gürültüsü, göğün iniltisi, sokağın uğultusu, mücadele edenler, secdeye kapananlar, yataklarına gömülenler, niteliksiz bir kalabalık, intiharlarını sayan kısık bakışlar, omzu kısıklar, cam kenarlarında uyku bekletenler, kuru dudaklar, suyla gitmeyen is’ten parmaklar, koyu bulutlar -kümelenmiş ve ıslak mı ısla-, sinik bir bekleyiş -otobüste ve zemin üzerine dikilen gözler kadar koyu mu koy-, tuzlu bir tat -damakta olması şart- dalga. dalga. dalga. dal- kahkaha tonları kulak tırmalayan ama envai çeşit-bir şey kaybettim. bir şey kaybettim. bir şey kaybet- , hep ‘hep’ diyenler -dinleme hakkımı devretmek isterim. manasız. manasız. manası-, ritmik adım sesleri -anlamsız bir tekrar. tekrar. tekrar. tekrar- , melodi bir ıslık -baban değil. baban değil. baban değil. baban değil. baban-, cıvıltı -kuş değil. kuş. olmalı. belki? ne fark eder? ne fark eder? ne fark eder? ne fark- , ceketimin sağ üst cebinde unutulmuş bir dal fesleğen -lavanta değil. lavanta

öyle olsun

22.8.23 23.37 her şey geçer sen geçme .  gece üzeri. hiçbir yere gitmiyorum. bir yere varmak üzerine olmayacak bu yürüyüşüm. çekirdeğe ilerleyen bir yaratık, var oluşuna kasteden. çer çöp içinde, kalabalıkta, döküp saçılanlar arasında aceleyle süregelen bir arayışta, her bir şeyi anlamsız bulmaya yetecek, pek de kısa sanılmayacak bir an, ömre yayılması uzun sürmeyen.   ' söze ne hacet, susacağı yok gözlerinin '  hoyrat parmaklara sarılan saçlar, oynak tavırlar, oku(n)mayan gezgin gözler, ihtiraslı dudaklar kendine has gülüşleri kuşanan, ayraçlarını unutan suskunlar, yalnız derilerini giyinen susamışlar, sığıntı bir sessizlik, öksüz uğultular, niyetsiz soru işaretleri, sakın ha, incesinden bi sızıntı, tende kansızından sızı, koca bir es ve ah... ah ne de anlamsız. kim dillendirebilir ki yürüyüşümün yönsüz olduğunu? söylenen her söz düştüğü an sızı yeşertiyor, ayrı tatlara ve dokularda büyüyor, ayrı bir hatırlatmacılık oyunu uyandırıyor, tasviri için sırasına kurulu